Öğretmenler Günü tarihçesi! Öğretmenler Günü birinci olarak ne vakit kutlanmaya başlandı? Mustafa Kemal Atatürk’ün Öğretmenler Günü hakkındaki sözleri!

Mustafa Kemal Atatürk‘e Millet Mektepleri Başöğretmenliği unvanının verildiği gün Öğretmenler Günü olarak kutlanır. Türkiye‘de her yıl 24 Kasım’da bu kutsal mesleği icra eden öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü kutlanır. Pekala 24 Kasım tarihçesi nedir? Neden kutlanır? Nasıl ortaya çıktı? Dünyada ve Türkiye‘de Öğretmenler Günü tarihçesi nedir? Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün öğretmenler için söylediği kelamlar nelerdir? İşte ayrıntılar habarimizde…

ÖĞRETMENLER GÜNÜ TARİHÇESİ

Öğretmenler Günü, öğretmenlik mesleğini icra eden kimseleri onurlandırmak için çeşitli aktifliklerin düzenlendiği bir kutlama günüdür.

Pek çok ülkede 1994’ten beri her yıl 5 Ekim günü UNESCO tavsiyesiyle Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır. 5 Ekim günü, 1966 yılında Paris’te gerçekleşen “Öğretmenlerin Statüsü Hükümetlerarası Özel Konferansı”‘nın sona erip UNESCO temsilcileri ile ILO tarafından “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi”‘ni oybirliği ile kabul edilişinin yıl dönümüdür.

Kendi kültürel ve tarihi özelliklerine, okul tatil günlerine nazaran çeşitli ülkelerde farklı tarihler Öğretmenler Günü olarak belirlenmiştir. Örneğin 12 Arap ülkesinde (Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Fas, Katar, Libya, Mısır, Suudi Arabistan, Tunus, Umman, Ürdün, Yemen) her yıl 28 Şubat, Türkiye‘de ise her yıl 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır. Öğretmenler Gününün tatil olup olmadığı da ülkesine nazaran değişir.

TÜRKİYE’DE ÖĞRETMENLER GÜNÜ TARİHÇESİ

Türkiye‘de her yıl 24 Kasım, Öğretmenler Günü olarak kutlanır. Bu, 1981 yılında başlamış bir uygulamadır.

Türkiye‘de Öğretmenler Günü kutlanmaya başlanması UNESCO’nun teklifinden daha önceye dayanır. Bu sebeple onların önerdiği tarihten daha farklı bir tarih kabul edilmesi son derece olağandır. Öğretmenlerin haklarını ve yükümlülüklerine kapsamlı halde yer veren Öğretmenlerin Statüsü Hükümetlerarası Özel Konferansı’nın yıldönümü olan 5 Ekim tarihini öneren UNESCO’dan tam 13 sene evvel Türkiye‘de Öğretmenler Günü kutlanıyordu.

24 Kasım 1928, Türkiye Cumhuriyeti devletininin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “Millet Mektepleri’nin Başöğretmenliği”ni kabul ettiği gündür. Bakanlar Şurası, Mustafa Kemal Atatürk’e “Millet Mektepleri Başöğretmenliği” unvanını 11 Kasım 1928’de yaptığı toplantıda vermiş ve bu unvan, 24 Kasım’da Millet Mektepleri Talimatnamesi’nin yayımlanması ile resmileşmişti.

Atatürk’ün 100. doğum yıl dönümü olan 1981 yılında onun “başöğretmen” oluşunun yıldönümlerinde ülke çapında Öğretmenler Günü kutlanmasına karar verildi. Öğretmenler Günü ile ilgili kutlamalar, 26 Kasım 1992’de Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Öğretmenler Günü Kutlama Yönetmeliği çerçevesinde gerçekleşir.

ÖĞRETMENLER GÜNÜ NEDEN KUTLANIR?

Öğretmenlik yalnızca evvelce belirlenen müfredatın öğrencilere anlatılması demek değildir. Öğretmenlik hem eğitimi hem de öğretimi kapsar. Bundan dolayıdır ki okulların ders çizelgeleri “Eğitim ve Öğretim Yılı” için belirlenir.

Öğretmenlik mesleğini seçenler bu misyonun zorluğunun ve ehemmiyetinin farkındadır. Öğretmen olmanın tıpkı vakitte anne ve baba olmak demek olduğunu, öğrencilerinin derlerini kaygı edinip mutluluklarına sevinmenin bu mesleğin bir gereği olduğunu bilirler. Bu asla zorlama değildir, içten gelir. Zira şefkat öğretmenliğin tabiatında vardır. Bizlere hayatımızın her alanında rehber olan, ışık tutan öğretmenlerimizin değerini yılın her günü bilmemiz gerekir.

Öğretmenlerimize ne kadar değer verdiğimizi göstermenin bir yolu olarak da yılın en azından bir gününü onlara adarız. Onları memnun edecek sürprizler yapar, ne kadar sevdiğimizi lisana getiririz.

BAŞÖĞRETMEN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN ÖĞRETMENLER HAKKINDA SÖYLEDİĞİ SÖZLER

“Öğretmenler; Yeni kuşağı, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni kuşak, sizin yapıtınız olacaktır.”

“Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, ulu, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da milleti esaret ve sefalete terk eder.”

“Unutmayınız ki sınıfta, Cumhurbaşkanı bile öğretmenden sonra gelir.”

“Milletleri kurtaranlar yalnız ve fakat öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden yoksun bir millet, şimdi bir ‘millet’ ismini alma yeteneğini kazanamamıştır.”

* Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer ögeleridir.

* Öğretmenler! Cumhuriyet, fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister. Yeni kuşağı bu nitelik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir.

* Yeni nesil en büyük cumhuriyetçilik dersini bugünkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır.

* Benim asıl anlatılacak yanım öğretmenliğimdir. Topluma, milletime ben, öğretmenlik yapabiliyorsam, beni onunla anlatın. Yoksa kazandığım zaferler, yaptığım öteki işlerle beni anlatmanız pek değerli değildir.

* Toplumun düşmanı cehalet, cehaletin düşmanı öğretmenlerdir.

* Milletleri kurtaranlar yalnız ve fakat öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden yoksun bir millet, şimdi bir millet ismini alma yeteneğini kazanamamıştır.

* Öğretmenler! Erkek ve kız çocuklarımızın, birebir suretle bütün tahsil derecelerindeki talim ve terbiyelerinin pratik olması mühimdir.

* Memleket evladı, her tahsil basamağında ekonomik hayatta verimli, tesirli ve başarılı olacak surette donatılmalıdır.

* Cumhuriyet sizden ‘fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’ jenerasyonlar ister.

* Öğretmen bir kandile emsal, kendini tüketerek diğerlerine ışık verir.

* Öğretmenler her fırsattan istifade ederek halka koşmalı, halk ile bir arada olmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutur bir varlıktan ibaret olmayacağını anlamalıdır.

* En mesut olanlar, hizmetlerinin bütün kuşaklarca meçhul kalmasını tercih edecek karakterde bulunanlardır.

* En kıymetli ve feyizli vazifelerimiz, ulusal eğitim işleridir. Ulusal eğitim işlerinde kesinlikle muzaffer olmak lazımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu fakat bu suretler olur.

* Ordularımızın kazandığı zafer, sizin eğitim ordularınız için yol açtı. Gerçek zaferi siz, öğretmenler kazanacaksınız. Bunu başaracağınızdan kuşkum yoktur. Sarsılmaz bir inançla ben ve arkadaşlarım sizi gözeteceğiz. Sizin karşılaştığınız tüm mahzurları kıracağız.

“En değerli ve feyizli vazifelerimiz, ulusal eğitim işleridir. Ulusal eğitim işlerinde kesinlikle muzaffer olmak lazımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu fakat bu suretle olur.”