Maçkolik uygulaması futbolseverlerin sıklıkla kullandığı uygulamalardan biridir. Maçkolik hakkında merak edilenler ortasında ise Maçkolik sahibi kim? Maçkolik kimin? Maçkolik sahibi Fazilet Yurdanur kimdir? soruları yer aldı.
MAÇKOLİK SAHİBİ KİM?
Erdem Yurdanur kendi hayatını resmi internet sitesinde şöyle paylaştı;
“10 Aralık 1968’de Uşak’ın Güre köyünde doğmuşum. Babam Güre’den çıkmış ender üniversite mezunlarından birisi. 25 yıl Uşak’ta avukatlık yaptı, artık Güre’de ve Uşak’ta emekliliğini geçirmekte. Annem ise Uşak’ın Eşme ilçesine bağlı Yeleğen köyünden ve ilkokul mezunuydu. 1983 yılında, ben 14 yaşında o da şimdi 39 yaşındayken ani bir hastalık sonucu kaybettik.
İlkokul, ortaokul ve liseyi Uşak’ta okuduktan sonra 1985’de İstanbul’a Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği’ni kazanarak geldim. Ortada 1991-1992 ortası askerlik için Ankara’ya gitmek dışında 2013 Temmuz ayına kadar 28 yıl daima İstanbul’da yaşadım. Daima İstanbul’da yaşayacağımı düşünürken, Temmuz 2013’den sonra ailecek İngiltere’ye, Londra’ya taşındık ve 2019 yılında UK vatandaşlığını da alarak ikili vatandaşlık statüsünü kazandık. Bundan sonrası ne olur muhakkak olmaz tabi ancak şimdilik Londra’dayız.
1990’da üniversiteyi bitirip Arçelik’te bilgi süreç kısmında çalışmaya başladım. Okuldayken yazılımcı olmayı düşünmezken Arçelik’teki 5 yılım yazılımcılık manasında dolu dolu geçti.Sonrasında 1995’de birlikte çalıştığım arkadaşlarımla birlikte 6 kişi istifa edip Türkiye’nın birinci yazılım şirketlerinden birisi olan Coretech’i kurduk. Büyük şirketlere yurt içi ve dışında yazılımlar yaptık, çok hoş projeler ürettik.
Sonra Coretech’deyken 1999 yılında internet ile ilgilenmeye başladım ve bu ilgi Coretech ortaklarının da ortak olduğu Kokteyl’in kurulmasına neden oldu. Kokteyl’deki ortağım Tarkan ile yalnızca internet ve taşınabilir işler yapmaya başladık. Coretech B2B işler yaparken Kokteyl olarak biz yalnızca B2C işler yaptık. Yalnızca kendi hayallerimizin peşinde koştuk, yeterli ki de koşmuşuz.
Beygir.com, Mackolik.com, Alandan.com üzere siteler bu hayalin sonucu ortaya çıktı. Spor ile ilgili işlerimizi Mackolik A.Ş. isminde başka bir şirket haline getirdik, Kokteyl A.Ş. diğer işler de yapmaya başladı, fakat bunların hepsi zevk alacağımız ve kendi hayalimiz olan projeler oldu.
Mackolik A.Ş.’deki paylarımızın evvel 2012 yılında %51’ini, sonra 2016 yılında kalanını İngiliz Perform Group’a sattık. Bu 4 yıl boyunca onlarla birlikte Mackolik markasıyla değil lakin büsbütün bizim teknolojimiz ile dünya çapında işler yapmak için çalıştık.
2014 yılında Mackolik’i de satın alan İngiliz ortaklarımla taşınabilir oyun dalında büyük gelişmeler olacağını düşünerek Masomo’yu kurduk. Daha sonra Türkiye’de geliştirilmiş olan Baş Topu isimli oyunu, Masomo içine alarak geliştiricisi olan arkadaşlarımızla ortak olduk. 2019 yılında Masomo’yu da dünyanın en büyük taşınabilir oyun şirketlerinden Miniclip’e Türkiye oyun kesimindeki en büyük satışlarından birisi olarak sattık.
Böylece kurmuş olduğu iki şirketi de satan birinci teşebbüsçü olduğumu sanıyorum.
2016 yılında Kokteyl A.Ş.’de uzun yıllardır birlikte çalıştığımız arkadaşlarımız ile ortak olduk ve bundan sonra yolumuza 9 ortak olarak devam ediyoruz. Birlikte tekrar yalnızca kendi hayallerimiz olan projelerle uğraşıyoruz. Üzerinde en çok uğraştığımız ve çok inanarak her anını heyecanla yaşadığımız projemiz Admost ( www.admost.com)
Hayatımın en kıymetli modülünü işim oluşturuyor, zira üretmeyi, başarmayı tutku derecesinde seviyorum. Daha çok işimin teknik tarafları ile uğraşmayı sevmeme karşın, kendi şirketimin yöneticisi olarak ilgilenmediğim ve uğraşmadığım rastgele bir bahis yok. 30 küsur yıllık iş hayatımda hiç sekreterim ya da sürücüm olmadı ve hiç de eksikliğini hissetmedim.
Sıra dışı işler yapmayı, birlikte çalıştığım insanların sevgisini ve hürmetini kazanmayı çok önemsiyorum. İnsan emeğinin en kutsal kıymet olduğuna inanıyorum, bu nedenle hem emeğimin karşılığını almak için çok uğraş harcıyorum hem de kazandıklarımı birlikte emek harcadığımız ve birlikte ürettiğimiz çalışanlarımla paylaşmaya çaba ediyorum.
Başkalarına beyefendi demeyi sevmem, bana da beyefendi denilmesinden hoşlanmam, adımla hitap edilmesini ya da abi denmesini tercih ederim. Abi-kardeş dışındaki her türlü hiyerarşiden ve otoriteden rahatsız olurum, mümkünse uzak durmaya çalışırım.
Eşim Ayşegül ile 1999’da evlendik, kendisi biyokimya uzmanı tabip. Fakat vaktinin büyük kısmını kızlarım Ezgi ve Esin için harcıyor. Bugüne kadar neyi becerebildiysem onun ziyadesiyle katkısı var. Aldığım her kararda, sağlamasını onunla yapmazsam rahat edemem. Kendisi yalnızca hayat arkadaşım değil, tıpkı vakitte en uygun arkadaşım.
Son yıllarda yelkenli teknemle denizde olmak, yeni adalar, koylar keşfetmek en büyük hobim haline geldi. Her yıl teknede geçirdiğim vakti artırmaya, yeni yerler keşfetmeye çalışıyorum. Köpeğim Otis ile her gün en az 15km yürümek, o sırada podcast, roman, müzik dinlemek ve kendimi, bütün sorumluluklardan arınmış halde tabiat ile bütünleşmiş hissetmek bana epeyce âlâ geliyor. Sanırım insan yaşlandıkça tabiatın bedelini her şeyden daha çok anlıyor.”
