Köprüye, müteahhide değil, çiftçiye garanti verelim
BTP Lideri Hüseyin Baş Tele 1 televizyonunda konuştu.
BTP Lideri Hüseyin Baş’tan dikkat çekici açıklamalar…
– Atatürk karşıtı siyaset, bir ulusal güvenlik sorunudur
– Satacak bir şey bırakmadılar, para bitti, kriz başladı
– Köprüye, müteahhide değil, çiftçiye garanti verelim
– Milli Ekonomi Modeli üreticiyi destekler, çünkü bunlar stratejik sektördür
– Gençlerin bir siyasi lidere ihtiyacı yok, siyasi liderlerin gençleşmesine ihtiyaç var
– Laiklik, birileri kafasına göre hüküm vermesin diye vardır
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, TELE 1 kanalında Merdan Yanardağ’ın, ‘Lider Söyleşileri’ programına konuk oldu.
Hüseyin Baş’a sorulan ilk soru, “BTP neden var?” sorusu oldu.
Atatürk karşıtı siyaset, bir ulusal güvenlik sorunudur
Bu soruya, “Öz olarak şunu söyleyebiliriz; Türkiye’nin kurucu değerlerine ve manevi yapısına uygun bir Türk milleti figürünü hayata geçirmek adına, bunu anlatmak adına kurulmuş ve yoluna çıkmış bir siyasi hareketiz.” şeklinde cevap veren BTP lideri, Atatürk düşmanlığının aslında bir ulusal güvenlik sorunu olduğunu ifade etti.
Baş şunları söyledi; “Atatürk karşıtlığı üzerinden yürütülen siyaseti yok edebiliriz, def edebiliriz. Çünkü bu bir milli güvenlik sorunudur. Atatürk’e karşıt bir siyaset günün sonunda bir milli güvenlik sorunudur. Atatürk’e karşı bir siyaset yaptığınızda hedef şudur; Türkiye’yi bölmek. Mesela Atatürk’e karşı olanlar ‘Lozan’da gizli madde var’ der. O zaman biz de şunu söylüyoruz. Yöneticilerimiz çıksın, Lozan’da gizli madde vardır veya yoktur bu millete söylesin.”
Milli Ekonomi Modeli ne diyor?
Prof. Dr. Haydar Baş imzalı Milli Ekonomi Modeli’ne ilişkin soruları da cevaplandıran Hüseyin Baş, “Bir ülke kendi kaynaklarıyla ve kendi insanıyla kendi tüketim kabiliyetini ortaya koyarak, hayata geçirerek çok güçlü bir devlet haline gelebilir. Bunun için başkalarının sizin sırtınızı sıvazlamasına, başkalarına boyun eğmenize, başkalarından medet ummanıza lüzum yoktur, Milli Ekonomi Modeli bunu söyler ve bunu her devlet için söyler” dedi.
Serbest piyasa nedir?
Hüseyin Baş, Merdan Yanardağ’ın, “Neo Liberal, özelleştirmeci piyasa ekonomisi karşısındaki tutumunuz nedir?” sorusuna ise şu şekilde cevap verdi; “Neo Liberal politikalar derki, ‘Devlet fabrika açmaz, istihdam yapmaz, yeni girişim yapmaz… Bunların hepsi özel sektördedir. Türkiye’nin bütün fabrikalarını, kuruluşlarını, zenginliklerini elden çıkardılar. Buradan elde ettikleri parayla bir yalancı bahar yaşattılar. Sonra satacak bir şey bulamadıkları için, biz bu krizi bugün iliklerimize kadar yaşıyoruz. Aslında biz bu krizi 2002’den beri yaşıyorduk ama sadece hissetmiyorduk. Hava eksi 5 dereceydi ama, hissedilen 3 dereceydi. Biz 3 dereceyle mutluyduk fakat havanın eksi 5 derece olduğunu yeni anladık. Böyle bir tablo var. Dolayısıyla bu bize Neo Liberal bakış açısının dayattığı bir noktadır. Bağımsız Türkiye Partisi, Hüseyin Baş şunu söyler; Biz Milli Ekonomi Modeli’ni uygulayacağız. Bizim diğer bütün siyasi yapılanmalardan farkımız bu. Şimdi serbest piyasa diyorlar. Serbest piyasa nedir? Serbest piyasa para sahipleri eliyle monopolleşen, tekelleşen piyasanın adıdır” karşılığını verdi.
“Fındık 5 yıl sonra yok!”
Gıda krizi söylentilerine de katılmadığını belirten BTP lideri, “Bugün dünyada gıda krizi konuşuluyor. Gıda krizi kavramı dünyanın en saçma kavramıdır, ben reddediyorum bu kavramı. Ortaya bir mantık koyuyorum. Krizin çıkmasının tek bir nedeni var; üretici istediği paraya sahip olamıyor. İstediği geliri elde edemeyince üretmemeye başlıyor, çünkü zarar ediyor” dedi ve fındık üzerine dikkat çekici bir açıklama yaptı.
BTP lideri, “Çok kısa bir vadede bitecek bir sektör söyleyeyim size; fındık sektörü. 5 yıl sonra fındık yok. Dünyadaki en büyük üretici biziz, borsası Frankfurt’ta. Bu sektör burada bitecek, şu anda o noktaya gidiyor. Dolayısıyla bu gıda krizinin hem ülke çapında hem de dünya çapında engellenebilmesinin formülü nedir? Bir gizli el bu üreticiyi destekler. Milli Ekonomi Modeli bunu söyler işte. Üreticiyi destekler, çünkü bunlar stratejik sektördür. Bu üretim devam etmelidir. Bu üretim gizli el tarafından desteklenirse her zaman üretmeye devam eder. Bu gizli el mekanizması da ancak ve ancak devlettir. Devletin görevi çiftçisine sübvansiyon yapmaktır. Bugün bunu Avrupalı yapıyor, Amerikalı yapıyor, Türkiye yapmıyor bunu! Biz çiftçimize ucuz mazot, elektrik verebiliriz, enerji giderlerini düşürebiliriz. Biz çiftçimize ürün alım garantisi verebiliriz. Hani köprüye, müteahhide geçiş garantisi veriyoruz ya çiftçimize ürün alım garantisi verelim. Ondan sonra bakalım fiyatlar yükseliyor mu, yükselmiyor mu? Ayçiçeği getiren gemileri canlı yayın araçlarıyla takip ettiler. Şu topraklarda yetişmeyecek bir tane ürün yok.”
“Gençlerin lidere ihtiyacı yok, liderlerin gençleşmesi gerek”
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, ‘Seçmen size neden oy versin’ şeklindeki soruya da şu cevabı verdi; “İlk defa oy kullanacak 6-6,5 milyon genç seçmen var. Bu, oyların yüzde 15’inden fazlası yapıyor. Bu seçmenin oy verebileceği, ‘Ben bunu sevdim, bununla yürüyebilirim’ diyeceği şu andaki en iddialı profil iddia ediyorum benim. Çünkü ben gençlerin içinden çıkmış biriyim. Ben gençlere siyasal bir liderlik yapmaya çalışmıyorum. Ben 2090’ları planlayalım dedikçe, Türkiye 1990’lara geri götürülmeye çalışılıyor. Böyle bir paradoksun içindeyiz. Gençlerin bir siyasi lidere ihtiyacı yok, siyasi liderlerin gençleşmesine ihtiyaç var. Türkiye şu andan tam bir kritik dönemeçte.”
“Laiklik dini korumak için vardır”
Laiklik konusu da programda gündeme geldi.
BTP lideri, “Laikliği nasıl tanımlıyorsunuz, tavrınız nedir?” sorusuna şu cevabı verdi;
“Laiklik dini korumak için vardır. Laiklik birileri kafasına göre hüküm vermesin diye vardır. Din bir tanedir, hükmü bellidir. Birileri kalkıp ben böyle yorumladım demesin diye laiklik getirilmiştir. Olması zorunlu olan bir kavramdır”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı