Havanın pırıl pırıl olduğu bir günde İstanbul’un Silivri ilçesindeyiz. Evvel karada sivil kıyafetlerimizi personel tulumlarıyla değiştiriyoruz. Botumuzu, tulumumuzu, baretimizi ve gözlüklerimizi takıp tekneye biniyoruz. Teknelerde can güvenliği yelekleri dağıtılıyor. Güvenlik had safhada ve yaklaşık 10 dakikalık bir seyahat sonucu artık denizin ortasındayız. Burası Silivri Doğal Gaz Depolama Tesisi’ndeki Kuzey Marmara Doğal Gaz Depolama Tevsi alanı. Marmara Denizi’nde kurulan 2 adet sabit deniz platformu üzerinde 30 gün boyunca karaya basmadan vardiyalı çalışan emekçilerle birlikteyiz. BOTAŞ’a ilişkin olan Kuzey Marmara Doğal Gaz Depolama Tevsi (Faz-III) Projesi’nin yüzde 50 eş kıymet ortak firması Kalyon Holding. Proje çerçevesinde kurulan 2 adet sabit deniz platformu hakkında Proje Yöneticisi Sercan Kalyoncu bilgilendiriyor.
Halihazırda 2,84 milyar standart metreküp depolama ve 25 milyon standart metreküp günlük geri üretim kapasitesi bulunan tesiste faz-III projesi ile 4,6 milyar standart metreküp depolama ve 75 milyon standart metreküp günlük geri üretim kapasitesine ulaşılması hedefleniyor. Bu da günde ortalama 5 milyon kişinin doğal gaz gereksinimini karşılayacak manasına geliyor. Bilhassa bu yıl, kış aylarında beklenen küresel doğal gaz krizi ile ilgili olarak, tesisin yıl sonundan evvel kademeli olarak devreye alınması ve bu formda ek kapasitenin kış ayları için hazır hale getirilmesi planlanıyor.
TOPLAMDA 1200 KİŞİ ÇALIŞIYOR
Rusya’dan gelen doğal gazın depolandığı bu alanda bir günümüzü sondaj platformunda çalışan çalışanlarla geçirdik. Dünyada 661 adet doğal gaz depolama tesisi bulunduğunu lisana getiren Sercan Kalyoncu birinci sırada sırasıyla ABD, Rusya ve Almanya’nın bulunduğunu belirtiyor ve “Depolarımız ne kadar doluysa doğal gaz alırken ticari manada ülkemizin eli de o kadar güçlü olur.” yorumunu yapıyor. Sondaj platformunda elemanlar 7/24 çalışıyor. Çalışan elemanlar karadan ayrılıp sondaj platformuna çıktıktan sonra 30 gün boyunca karaya ayak basmıyor. Daima hekim ve sıhhat grubu bulunuyor, platformda 120 kişi çalışıyor, bunların yüzde 90’ı farklı ülkelerden gelmiş mavi yakalı eleman. Projenin toplamında ise yaklaşık 1200 kişi çalışıyor. Beyaz yakalı çalışan grubun yüzde 90’ı Türk.
MUTFAKTA DÜNYA YEMEKLERİ PİŞİYOR
Biri Türk biri yabancı iki aşçının çalıştığı mutfakta Türk yemeklerinin yanında yüklü olarak emekçilerin Hint olmasından ötürü baharatlı dünya yemekleri de pişiriliyor. Yemek salonu dışında bir kantin, spor salonu ve mescit de yer alıyor. Mescitteki İngilizce Türkçe dua kitapları dikkati çekiyor. Ayrıyeten televizyon salonu ve oyun alanı bulunuyor. Denizin ortasında kurulan bu platformda her şey düşünülmüş. Bir manada Nuh Peygamber’in gemisini andırıyor.
Strese karşı çikolata
Ücretler karadan yüksek
Tesiste vardiyalı olarak iki hekim çalışıyor. Onlardan biri Veysi Arslan, ocak ayında burada vazifeye başlamış. Kapısını çalan personellerin bilhassa ofiste çalışanların hareketsizlikten ötürü oluşan şikayetlerle geldiğini, tekrar baş ağrısı şikayetinin bilhassa rüzgardan ötürü çok olduğunu söylüyor. “Genel olarak revir sakin” diye de kelamlarına devam ediyor. İş güvenliği konusunda büyük kıymetler alındığı için iş kazası şimdiye kadar hiç olmamış. Deniz platformunda çalışan her işçi BOSİET ismi verilen özel sertifikasyona tâbi. Fiyatlar ise karada çalışan bir çalışanın aldığı maaşın iki üç katı. Bu da platformu çalışanlar için cazip kılan tarafı.
