İlham Gencer kimdir, öldü mü, neden öldü, hastalığı neydi? İlham Gencer nereli, kaç yaşında vefat etti? Hayatı ve biyografisi!

Türk caz müzisyeni Bozkurt İlham Gencer, 101 yaşında vefat etti. Pekala, İlham Gencer kimdir, öldü mü, neden öldü? İlham Gencer kaç yaşında vefat etti? İlham Gencer’in hastalığı neydi? İşte detaylar…

İLHAM GENCER ÖLDÜ MÜ, NEDEN ÖLDÜ, HASTALIĞI NEYDİ?

Türk caz müzisyeni, piyanist şantör Bozkurt İlham Gencer, Bodrum’da tedavi gördüğü hastanede 101 yaşında vefat etti.

Bozkurt İlham Gencer’in mevt haberini, oğlu müzikçi Bora Gencer, toplumsal medya hesabından duyurdu.

Gencer yaptığı paylaşımda, “Babam Türkiye’nin babası, benim canım varlığımın sebebi dünya yeterlisi insan adam üzere adam Bozkurt İlham Gencer’i kaybettik. Gereken bilgileri daha sonra vereceğim. Büyük ıstırap içerisindeyiz, çok uğraştık çok emek verdik. Keşke elimizden daha fazlası gelebilseydi” tabirlerini kullandı.

Türkiye’de caz müziğinin yaygınlaşmasına değerli katkılarda bulunan Gencer, 30 Ağustos 2022’de Bodrum’da özel bir aktiflik ile 100. yaşını kutlamıştı. Şimdi beş yaşındayken annesinden aldığı derslerle ve konutlarındaki konsol piyanoyu çalarak başladığı müzik hayatını hayatının sonuna kadar sürdüren sanatçı, birçok unutulmaz yapıta de imza attı.

İLHAM GENCER KİMDİR?

Bozkurt İlham Gençer (d. 30 Ağustos 1922, İstanbul), Türk caz piyanisti, müzikçi.

Türkiye’nin birinci piyanist şantörlerinden biri olan Gencer ülkede caz müziğinin yaygınlaşmasına kıymetli katkılarda bulunmuştur. Türkçe kelamlı pop müziğini başlatan isim olarak tanınan Gencer hâlâ faal olarak müzik söylemektedir. 30 Ağustos 2022’de Bodrum’da özel bir aktiflik ile 100. yaşını kutlamıştır. Gecede sanat dünyasına kazandırdığı Ajda Pekkan müzik söylemiştir. Oğlu Bora Gencer’in organize ettiği geceye bir çok ünlü katılmıştır.

Yaşamı

30 Ağustos 1922’de İstanbul’da dünyaya gelen İlham Gencer müziğe birinci defa 1931 yılında şimdi beş yaşındayken annesinden aldığı derslerle ve konutlarındaki konsol piyanoyu çalarak başladığını, ayrıca bir müzik eğitimi almadığını bu nedenle aslında bugün bile nota bilmediğini, doğaçlama çalıp söylediğini kendisiyle yapılan bir radyo röportajında söylemişti. Birinci bestesi olan “İlham Vals”i de beş yaşındayken bestelemişti ve birinci konserini de tekrar beş yaşındayken Saray Sineması’nda vermişti. Gencer, 1938’de 12 yaşındayken Atatürk’ün cenazesinde çıkan düzensizlikte merasim atlarının altında kaldığını, başından yaralanarak 3,5 ay Teşvikiye Sıhhat Yurdu’nda yattığını söylemektedir.

1943’te “Beyoğlu Erkek Lisesi”nden mezun olan İlham Gencer, Halk Konutları’nda amatörce başladığı müzik ömrüne 1944 yılında Beyoğlu’nda profesyonel olarak devam etti. Periyodun birinci yerli caz kümesinde piyanoda İlham Gencer, trompette Badi Kemal, klarnette Mehmet Akter, vokalde Türkan Pasiner yer alıyordu. Üç bireyden oluşan diğer bir müzik kümesini da 1949 yılında oluşturdu. İstanbul Radyosu’nda 1949’dan 1963’e kadar program yaptı. Bu yıllarda müzikler daima yabancı lisanlarda söyleniyordu. Televizyonun şimdi ortalarda olmadığı o tarihlerde radyo çok değerliydi ve müzik dünyasına istikamet veriyordu. Radyoda birinci kere tanıttığı müzikçilerden biri de o günlerde şimdi ünlenmemiş olan Berkant’tı.

1950’li yılların başında Amerikalı müzikçi Eartha Kitt’e “Kâtibim” müziğini öğretti. Kitt 1953 yılında, içinde Türkçe sözcükler de geçen bu anonim şarkıyı caz biçiminde ve eğlenceli İngilizce sözlerle seslendirdi. Öbür bir ismi da “Üsküdar’a Masraf İken” olan müzik dünya çapında hit oldu (Şarkı Batı literatüründe “Uska Dara-A Turkish Tale” halinde yazılıyor).

1953’te kendisine ilişkin birinci piyanosu olan bir “Steinway” konser piyanosunu, Koç ve Sabancılar’ın da katıldığı bir müzayededen tam otuz bin lira para vererek aldığını anlatmıştır. Gencer’e nazaran o tarihte bu paraya üç yalı satın alınabiliyordu.

1960 yılında İstanbul Şişli’de Site Sineması’nın da bulunduğu binada kendisine ilişkin olan “Çatı Kulübü”nü açtı. “Türkiye’nin bir çeşit özel konservatuvarıydı” dediği bu kulüpte birçok müzikçiyi müzik dünyasına o kazandırdı, kimi müzikçilerin da kendi üsluplarını ortaya çıkarmalarına fırsat tanıdı. Eski eşi Ayten Alpman’ı, Ajda Pekkan’ı, Cem Karaca’yı, Barış Manço’yu, Emel Sayın’ı, Metin Ersoy’u, Füsun Önal’ı ve Fikret Kızılok’u kendi kulübünde sahneye çıkardı. Bu periyotta konuk ettiği sanatkarlar ortasında Timur Selçuk, Erkut Taçkın, Yurdaer Doğulu, Cahit Oben, Cahit Berkay üzere müzisyenlerle Moğollar ve Silüetler üzere kümeler da yer alıyordu. Evvelce bu kulüpte caz ve pop üslubunda söyleyen bu müzikçiler sonraki yıllarda kendi bilinen şekillerine döndüler. Burada çeşitli müzikçilerle oluşturduğu kümeye “Los Çatikos” ismini vermişti. Verdiği bir röportajda, “Çatı Kulübü”nü tekrar açmak ve 50 yıl sonra hala hayatta olan sanatkarlarla evvelden olduğu üzere program yapmak üzere bir projesi olduğunu söylemiştir.

Gencer, 1961 yılında “Çatı Kulübü”nde Lübnan asıllı Fransız müzikçi Bob Azzam’ın o yıl dünyada meşhur ettiği “C’est écrit dans le Ciel” isimli şarkıyı Fecri Ebcioğlu’nun yazdığı eğlenceli sözlerle Türkçe olarak seslendirdi. Bu kesim Türkçe söylenmiş birinci pop müziğiydi. O vakte kadar Türkiye’de pop müzikler Türk müzikçiler tarafından yepyeni lisanlarında yani İngilizce, İspanyolca, Fransızca ve İtalyanca söyleniyordu. Artık “Bak Bir Varmış Bir Yokmuş” ismini alan bu müzik birinci olarak 78 zamanlı taşplak formatında, daha sonra da 45’lik vinil plak olarak yayınlandıktan sonra ülke çapında büyük bir ilgiyle karşılandı ve bu cins müziklerin devamı çığ üzere geldi. Takip eden yıllarda yüzlerce yabancı müziğe daha Türkçe kelamlar yazıldı, Türk ve Avrupalı müzikçiler tarafından plaklar yapıldı. Özetle, “Bak Bir Varmış Bir Yokmuş” Türkiye’de on yıl kadar sürecek olan “aranjman” müzik akımını başlatan müzik olarak Türk pop tarihine geçmiş oldu.

İlham Gencer Hürriyet gazetesi tarafından 1965 yılında birinci kere düzenlenen ve sonradan klasikleşecek olan “Altın Mikrofon” yarışında “Zamane Kızları” isimli müziğiyle birinci 10’a girdi (yarışmanın birincisi “Gençliğe Veda” müziğiyle Yıldırım Gürses oldu). Bu müzik yayıncı tarafından 45 dönemlik vinil plak olarak da basılarak müzik marketlere dağıtıldı.

İlham Gencer iki evlilik yaptı: 1953’te müzikçi Ayten Alpman’la evlendi 1961’de boşandılar. İkinci evliliğini ise Necla Gencer’le yaptı. Bora Gencer, Ayşe Gencer ve İlhan Gencer isimli çocukları da müzikle ilgilendiler. İlham Gencer’in amcası Münür Gencer’in oğlu İbrahim Gencer, ünlü soprano Leyla Gencer’in eşiydi. Gencer 1960 yılında vergi rekortmeni oldu. 1997’de 50. sanat jübilesi yapıldı.

On yıl kadar evvel “İstanbul’un Hoşluklarını Müdafaa ve Yaşatma Derneği”ni kuran Gencer, kendisini koyu bir Türk milliyetçisi olarak tanımlamıştır. Alparslan Türkeş’e uzun yıllar danışmanlık yapan Gencer, İstanbul’dan MHP milletvekili ve belediye lider adayı olmuştu. 2008 yılında mahkeme kararıyla asıl ismi olan “İlham Osman Gencer”deki Osman’ı sildirerek ismini “Bozkurt İlham Gencer” yapmıştır. 1970’lerde çok tanınan olan ve eski eşi Ayten Alpman’ın seslendirdiği “Memleketim” müziğinin, içinde Türklük, vatan, bayrak kavramları yer almadığı üzere, aslında bir Musevi müziğinin aranjmanı olan bu müziğin Kıbrıs Harekâtı vesilesiyle de ulusal müzik diye topluma yutturulduğunu, bunda eski eşinin bir kabahati olmadığını, onun yalnızca kandırılmış olduğunu ileri sürdü. Ona nazaran bu da Türkiye’de uzun yıllardır uygulanagelen “müzikte asimilasyon” projesinin bir kesimiydi. Günümüzde İlham Gencer, Pera Palas’ta performans vermeye devam etmektedir.

24 Mayıs 2023’te 100 yaşındayken İstanbul’da vefat etmiştir

Plakları

• “Bak Bir Varmış Bir Yokmuş”, 1961. 78 periyotlu bu taşplakta kendisine “Karakediler” vokal kümesi eşlik ediyordu.
• “Zamane Kızları”, 1965. Altın Mikrofon yarışı finalisti olan müzik, 45’lik plak olarak Hürriyet gazetesi tarafından bastırtıldı.
• “Volare”, 45’lik vinil plak, T.C. Basın-Yayın ve Turizm Bakanlığı’nın Milano’da bastırttığı plak.
• “Yalnız Tek Bir Gece / Ne Olur Yapma”, Odeon plak. 45’lik vinil.
• “Bir Yaşayan Çınar”, 28 Nisan 2009. Elenor Plak. (Sanat ömrünün 60. yılı vesilesiyle yayımlandı)