Yönetmen Çağan Irmak, sinema eğitimi ile sinema çekimindeki uygulamalar ortasındaki farka değinerek, “Sinema okulda öğretilmez. Sinema, izleyerek öğrenilir.” dedi.
Hollanda’nın çeşitli kentlerinde bu yıl 9’uncusu düzenlenen Kırmızı Lale Sinema Şenliği kapsamında “Dedemin İnsanları” ve “Babam ve Oğlum” üzere sinemaları gösterime sunulan direktör Irmak, gösterimin akabinde Hollandalı sinemaseverlerle buluştu.
Sinemayla ilgilenenlere “başaramazsam” korkusu yaşamamaları gerektiğini hatırlatan Irmak, “Sinema okulda öğretilmez. Sinema, izleyerek öğrenilir. Sinema öğrencisi olmak çok hoş fakat üniversitede öğretilene ‘ille de tek hakikat bu’ diye sarılmak gerekmez. Okulda öğrendiğimiz şey yalnızca bir tez, sen direktör olarak onun aykırısını uygulayabilirsin.” tabirlerini kullandı.
Sinema kesiminin mecburî bir değişimden geçtiğini lisana getiren Irmak, “Artık sinema yapıp insanlara izletmek çok küresel bir şey. Evvelce bu türlü değildi, 40 yaşın altındakilere sinema çektirmezlerdi.” diye konuştu.
“Yönetmenlik yanlışsız noktaları birleştirmek”
Yönetmenliği “doğru noktaları birleştirmek” olarak tanımlayan Irmak, “Doğru müzisyeni, gerçek kalemi, yanlışsız şeyleri bulup onları birleştirmektir.” sözünü kullandı.
Irmak, hakikat müzik seçimine örnek olarak, Dünya Soundtrack Ödülleri’nde, “Yılın Keşfi” mükafatını kazanan “Babam ve Oğlum”un müziklerini yapan Evanthia Reboutsika’nın tekliflerini kabul edişini anlattı.
“Babam ve Oğlum”un müziğini Reboutsika’nın yapmasını çok istediğini kaydeden Irmak, “Okuması için senaryoyu Yunancaya çevirttik ve gönderdik. Evanthia, daha 30. sayfayı okurken arayıp ‘Tamam sinemanın müziğini yapmayı kabul ediyorum.’ dedi ve sonrasında bu müzik ödül kazandı.” formunda konuştu.
“Sinema hayatın gerçeğine uygun olmalı”
Irmak, sinemada gösterilenlerin hayatın gerçeğine uygun olması gerektiğinden bahsederek, “Oyuncu rolünü hayatın gerçeğine uygun oynamalı ve rolünü gerçeklikten kopmadan yansıtmalı.” dedi.
“Dedemin İnsanları” sinemasında, gerçekte yaşanmış olan lakin seyircinin inanamayacağı ögeleri senaryosuna koymadığını belirten Irmak, “Bu benim hayatımdaki en çok sevdiğim sinemamdır, zira o dedemle benim hayat öykümüz. Bizi bırakıp gidişi de birebir sinemadaki üzere oldu.” diye konuştu.
Filmlerdeki her ayrıntının gerisinde bir bildiri aranmasının gerçek olmadığını vurgulayan Irmak, “Bazen direktörler söylemedikleri şeyleri ileti ve mecazla sahnelerin içine gizler lakin bu bize makûs bir miras olarak kaldı. Her ayrıntının gerisinde bir bildiri arar olduk. Bazen kapıyı açmak yalnızca kapıyı açıp girmektir, bunun altında bir şey yoktur.” kelamlarıyla her detayın kesinlikle bir ileti içermeyeceğini vurguladı.
“Ben nerede yanlışsız yaptım”
Dizi ve sinemalarının önemli popülarite kazanmasından sonra, daha az seyirciyle buluşabilecek daha küçük takımlı bir sinema için “Issız Adam”ı çektiğini aktaran Irmak, “İnsanın kalabalıklar içindeki yalnızlığına odaklanmak istedim. Bu sebeple iki kişinin etrafında bir sinema çektik ve sinema bir patladı, ben de şu soruyu sordum: Ben nerede yanlışsız yaptım?” tabirleriyle sinemanın beklentisinin üstünde ilgi gördüğünü söz etti.
Irmak, 8 kısımlık yeni Netflix dizisi “Yaratılan” hakkında da izleyicilere birtakım ipuçları verdi.
“Yaratılan”ın bir edebiyat uyarlaması olduğundan bahseden Irmak, edebi bir kıssanın 1910 Osmanlısına uyarlanarak çekildiği belirtti.
Amsterdam Yunus Emre Enstitüsü (YEE) işbirliği ve organizesi ile düzenlenen şenlik kapsamında Hollanda’nın 5 kentinde toplam 18 uzun ve 10 kısa metrajlı sineması gösterilecek.
Festivalde, bu yıl Türk sinemaları dışında Kazakistan ve Özbekistan’dan da sinemalar yer alırken, 4 Haziran’da yapılacak ve oyuncu Hale Soygazi’nin de katılacağı şenliğin kapanışında, heyet tarafından “en uygun film” ve “en uygun yönetmen” kollarında ödül verilecek.
